Sevgili dostlar Uşak’taki yolculuğumuzun 4. ve son durağı Blaundos Antik Kenti. Son zamanlarda sosyal medya sayesinde popülerleşen antik kentlerimizden biri. Bunda şüphesiz şehrin simge kalıntısı olan kamu binasının İngiltere’deki Stonehenge’yi andırıyor olmasından ötürü payı büyük. Gerek gezginlerin, gerekse astronomi fotoğrafçılarının çekimlerinde sıklıkla gördüğümüz bu yapı gerçekten büyüleyici ve merak uyandırıcı.

Peki Blaundos Antik Kenti sadece bu yapıdan mı ibaret? Hayır tabii ki. Gelin, etrafı derin vadilerle çevrili bir yarımada üzerine konumlanmış bu antik kente daha yakından bakalım.

Blaundos Antik Kenti Uşak’a yaklaşık 40 km uzaklıkta. Ulubey’den sonra Denizli’ye doğru inerken hemen solda kalıyor. Kazı çalışmaları hala devam etmekte fakat girişte bir düzenleme olmadığı ve ücret alınmadığı için ortama genel olarak bir tenhalık hakim.

Kent, İskender’in Anadolu seferinden sonra Makedonya’dan gelenler tarafından kurulmuş. Bunu öğrendiğimde çok şaşırmıştım. İskender’den sonra kent Bergama Krallığı’na, daha sonra ise Roma İmparatorluğu’na bağlanıyor. En parlak dönemini Roma zamanında yaşayan kentte tiyatro, kale, stadyum, tapınak, su kemeri, giriş kapıları, agora ve çevresinde  şekillenen idari bina kalıntılarını görmek mümkün. Bunlardan birkaçını fotoğraflarda paylaştım. Ayrıca vadiye bakan  pek çok kaya mezarı da Anadolu’nun en büyük kaya mezarlığı olma özelliğiyle oldukça etkileyici ve önemli.

Blaundos Antik Kenti hem bulunduğu coğrafya olarak hem de tarihsel derinliği bakımından kesinlikle geleceği olan bir antik kent.  Daha fazla önemi ve ilgiyi hak ediyor. Siz de mutlaka rotaya eklemeli ve en kısa zamanda görmelisiniz 🙂

 

 

Categories: Uşak