Bin tanrılı şehir: Hattuşa

Sevgili dostlar, daha önce Hitit İmparatorluğu’nun en etkileyici kutsal alanı Yazılıkaya Açık Hava Tapınağı’nı ve yine bölgeye çok yakın bir konumda yer alan Hititlerin dini merkezi Alacahöyük’ü sayfamda paylaşmıştım. Bu sefer de İmparatorluğun kalbine doğru, M.Ö 17.yy ile 13.yy arasında İmparatorluğa başkentlik yapmış dönemin en önemli merkezlerinden birine, bin tanrılı Read more…

Muhteşem coğrafyası ve binlerce yıllık tarihi ile: Frig Vadisi

Sevgili dostlar; rotamızı bu sefer M.Ö 11. yüzyıl ile M.Ö 6. yüzyıl arasında Orta Anadolu’da hüküm sürmüş başka bir uygarlığın kalbine çeviriyor ve antik dönem adıyla Dağlık Frigya’da, Friglerin izlerini sürüyoruz. Frig Vadisi denilince aklınıza tek bir vadi gelmesin sakın. Frig Vadisi; Eskişehir-Afyon-Kütahya arasında yer alan, dağlık fakat verimli alüvyal Read more…

Dünyada eşine az rastlanılır bir güzellik: Adamkayalar

Muhteşem bir manzara eşliğinde yaklaşık 10-15 dakikalık zorlu bir inişin sonunda ulaşılan, derin bir vadinin sarp yamaçlarına ustaca işlenmiş hala gizemini koruyan birbirinden güzel 12 kabartma düşünün. Üstelik dünyada eşine az rastlanılır güzellikte ve önemde. Yapımı yaklaşık 250 yıl sürdüğü düşünülen, dönemin önemli kişileri için yapılmış bir kült alanı. Nereden Read more…

Hristiyanlığın Kutsal Şehri: Laodikya Antik Kenti

Sevgili dostlar, eğer Denizli’ye Pamukkale Travertenleri ve Hierapolis Antik Kenti için geliyorsanız bu coğrafyada mutlaka görmeniz gereken muhteşem bir antik kent daha olduğunu unutmayın. Laodikya Antik Kenti. Laodikya, benim Denizli’ye ikinci kez gelme sebeplerimin başında geliyor. Fakat onun bu kadar etkileyici ve tarihsel olarak ayırt edici pek çok özelliğe sahip Read more…

Dört farklı kültür evresiyle: Alacahöyük

Sevgili dostlar, kadim Anadolu topraklarında yaptığımız tarihsel yolculuğumuzda rotayı yine Hitit coğrafyasına kıralım istedim. Daha önce başkent Hattuşa ve Yazılıkaya hakkında görseller ve bilgiler paylaşmıştım. Fakat Alacahöyük olmadan olmaz. Gelin, zamanında tarih kitaplarında ismini çok duyduğumuz bu antik kentin, Anadolu tarihi ve arkeolojisi için ne anlam ifade ettiğine birlikte yakından Read more…

Keşfedilmeyi bekleyen bir hazine: Doğanca Kaya Mezarları

Sevgili dostlar, yine birlikte pek bilinmeyene, keşfedilmemiş olana doğru bir yolculuk yapacağız. Sizleri Torosların eteklerinde; yakın coğrafyadaki antik yerleşimlerde rastlayamayacağınız güzellikte kaya mezarlarının olduğu bir antik dönem yerleşimine götüreceğim. Doğanca Asar’a. Öncelikle Anadolu’nun pek çok yerini defalarca gezip görmüş biri olarak son zamanlarda beni böylesine etkileyen çok az yer olduğunu Read more…

Doğanın ve tarihin içinde: Clandras Köprüsü

Sevgili dostlar, Uşak’ta görmeniz gereken bir diğer hazine de tarihi Clandras Köprüsü. Uşak’ın Karahallı ilçesinde bulunan tarihi Clandras Köprüsü vadinin içerisinde aslında zamanında su kemeri olarak kullanılmış bir antik çağ kalıntısı. Tarihi 2500 yıl öncesine, Frigler’e kadar uzanıyor. Buradan birkaç km ileride bulunan Pepouza Antik Kenti’ne giden su kanallarını takip Read more…

Kapadokya’nın en büyük manastırı: Selime Katedrali ve Peribacaları

Sevgili dostlar, Kapadokya Bölgesi yalnız doğal güzellikleri ile değil bu güzelliklerin içerisinden geçmişe uzanan binlerce yıllık tarihi ile de ülkenin en özel en sıra dışı coğrafyalarından birisi. Neresine gidersen git, bu topraklarda insanı kendine çeken büyülü bir dünyanın varlığını hissedersin. Geçtiğimiz yaz bu “büyülü topraklara” yaptığımız yolculukta yine o dünyanın Read more…

Tarihin sıfır noktası: Göbeklitepe’nin Keşif Hikayesi

Dünyanın en eski kült alanı Göbeklitepe’yi hemen hemen herkes duymuştur fakat pek azımız onun hakkında bilgi sahibiyizdir. Peki keşfedilme hikayesini bilen var mı? Keşfi ile, bilinen tüm insanlık tarihini değiştiren bu kült alanının ilginç bir keşif hikayesi var. “Her şey 1983 yılında sıradan bir günde tarlasını sürmekte olan bir çiftçinin Read more…