Sevgili dostlar, sizleri bu sefer yaklaşık on bin yıl öncesine, insanlık tarihinin en önemli basamaklarından biri kabul edilen Neolitik Çağ’ın Anadolu’daki ilk izlerine götüreceğim. Hilar Mağaraları’na.
Hilar Mağaraları’nı ilk olarak Klaus Schmidt’in “Göbeklitepe” kitabını okuduğum sıralarda, kitapta yer alan Çayönü Neolitik Yerleşimi’ni internette araştırırken görmüş ve çok etkilenmiştim. Tamam, Çayönü’nü daha önceleri tarih kitaplarından duymuştum ama Çayönü’nün hemen beş yüz metre yanında yer alan bu Hilar Mağaraları da neyin nesiydi? Bölgeye yakın olmama rağmen böylesine etkileyici bir yeri daha önce neden hiç görmemiştim? İlk fırsatta mutlaka burayı görmeli ve keşfetmeliydim. Nitekim öyle de oldu 🙂
İki hafta önce Afşin Fotokampı’na giderken rotayı Ergani’den geçecek şekilde ayarladım ve böylece Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde yer alan Anadolu’nun bu on bin yıllık tarihi mirasını yakından görüp gezme fırsatı yarattım. Tek kelimeyle bayıldım, büyülendim diyebilirim.
Çoğumuz Neolitik Çağ yerleşimi olarak Türkiye’de sadece Göbeklitepe’yi bilir. Oysa bu topraklar Çatalhöyük, Çayönü daha sonradan maalesef sular altında kalan Nevali Çori gibi pek çok Neolitik Çağ yerleşimlerini bağrında barındırıyor. Hatta Çayönü, kazı çalışması yapılan ülkedeki ilk Neolitik Çağ yerleşimi. (1963) Dolayısıyla Çayönü ve Hilar Mağaraları’nın Anadolu tarihi ve arkeolojisi için çok önemli bir yeri var.
Mağaralarda yapılan kazılarda M.Ö. 7500 ile 5500 yılları arasındaki döneme ait bölgede buğday, nohut, mercimek gibi bitkilerin ekilerek tarım yapıldığını, koyun ve keçilerin de evcilleştirilerek avcılıktan yerleşik hayata geçildiğini gösteren pek çok kalıntı açığa çıkarılmış.
Bunun yanı sıra beni mağaralarda heyecanlandıran bir diğer şey ise bölgede Antik Roma Dönemi’nden kalma birbirinden güzel pek çok kaya mezarı ve kabartmaların olması. Belli ki burası Roma zamanında önemli kişiler için yapılan özel bir nekropol alanıydı. Kabartmalar ise Erdemli’deki Adamkayalar Kabartmaları kadar görkemli olmasa da onu hatırlatacak sahnelere(ölü kültü) ve işçiliğe sahip diyebilirim.
Alanda mağaraların ve kaya mezarlarının tarihini anlatan bilgilendirici bir tabelanın olmaması üzücü. Ergani merkezden mağara yoluna döndükten yaklaşık 5 km sonra sağda yer alan Hilar Mağaraları tabelasının da çok küçük olmasından ötürü biraz zaman kaybettiğimizi söylemeliyim 🙂 Umarım ileride daha fark edilir bir tabela koyarlar. Köprüyü geçtikten hemen sonra sağdaki tabelaya dikkat:)
Siz de en yakın zamanda Hilar Mağaraları’nı rotaya eklemeli ve en kısa zamanda mutlaka görmelisiniz. Bu yolculuk, yalnız bulunduğunuz yerden Hilar Mağaraları’na değil, Neolitik Çağ’dan Antik Çağ’a, oradan da günümüze kadar yapacağınız yaklaşık on bin yıllık nefis bir tarihi yolculuk olacaktır. 🙂