“Sevgili dostlar, doğaya ve doğal olana her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuz şu sıkıntılı günlerde sizleri yine ülkenin en özel doğal alanlarından birine, Nallıhan Kuş Cenneti’ne götürmek istiyorum. Burası uzun zamandır görmek istediğim fakat bir türlü denk getiremediğim yerlerden biriydi. Artık Ankara’dan Eskişehir’e giderken rotayı Beypazarı Nallıhan güzergahından çizmenin zamanı çoktan gelmişti:)”
Geçen yaz böyle yazmışım notlarıma. Bu sene ise yeniden gördüm Nallıhan Kuş Cenneti’ni. Muhtemelen önümüzdeki yıllarda da göreceğim. Çünkü burası yeniden görülmeyi fazlasıyla hak eden çok özel bir yer.
Birkaç hafta önce Adıyaman Müzesi’ni gezerken denk geldiğim gezgin bir amca bana gittiğin yerlere neden defalarca gidiyorsun diye sormuştu. Cevap basit. Çünkü hak ediyorlar 😊
Yüzlerce kuş türüne ve pek çok canlıya ev sahipliği yapmasının yanı sıra ilginç jeolojik oluşumları ile de Nallıhan Kuş Cenneti yıllardır gezginleri, fotoğrafçıları ve kuş gözlemcilerini kendine çekiyor. Alanın arka tarafında yükselen tepelerde görülen ve hemen hemen herkesin mutlaka bir yerlerde fotoğrafına denk geldiği sarı, kahverengi ve kırmızımsı tabakalar insanda adeta başka bir gezegendeymiş hissi uyandırıyor.
Önde su havzası, ağaçları, sazlıkları, bozkır alanları ve birbirinden farklı kuşlarıyla; arkada renk renk katmanlardan oluşan bu tepeleri ve kayalık yarları ile Nallıhan Kuş Cenneti, bizlere olağanüstü bir manzara sunuyor. Şimdi böylesine adeta bir ressamın tablosundan fırlamış gibi güzel, cennetten bir köşeymiş gibi zengin ve huzurlu bir coğrafya yeniden görülmez mi? 😊
Doğa bize bu zenginliği ve fırsatı sunuyor. Bizim yapmamız gereken sadece onu korumak ve kendi haline bırakmaktır. Bizim de doğanın bir parçası olduğumuzu ve yaşadığımız bu verimli, zengin topraklara çok şey borçlu olduğumuzu unutmayalım.
Nallıhan Kuş Cenneti Ankara ve Eskişehir’e 130 km, İstanbul’a ise 300 km uzaklıkta. Günübirlik gelebilir, hatta Beypazarı’nı bile rotaya ekleyebilirsiniz. İlk fırsatta rotaya eklemeli ve en kısa zamanda mutlaka görülmeli. 😊